İsviçre Cumhurbaşkanı Ignazio Cassis, 6 Şubat'ta İsviçre'nin Avrupa Birliği ile çetrefilli ilişkilerini düzeltmek için "sakinlik ve yaratıcılık" çağrısında bulundu.
Brüksel ve Bern arasındaki bağlar, AB üyesi olmayan İsviçre'nin Mayıs 2021'de aniden blokla geniş bir işbirliği anlaşmasına yönelik yıllarca süren tartışmayı sona erdirmeye karar vermesinden bu yana gerildi.
Cassis, Bern'in Brüksel ile gelecekteki ilişkisini çözerken İsviçre'nin "tamamen teknik ve kurumsal sorulardan" uzaklaşması ve bunun yerine içerik meselelerine odaklanması gerektiğini söyledi.
SonntagsZeitung gazetesine verdiği demeçte, "Ancak içeriği zenginleştirdiğimizde, siyaset ve toplum İsviçre'nin bekleyebileceği maddi kazanımları kabul ettiğinde, kurumsal bir yakınlaşma kabul edilecek" dedi.
Kara ile çevrili İsviçre, ana ekonomik ortağı olan AB ile çevrilidir. AB-İsviçre bağları şu anda bir dizi anlaşma ile yönetilmektedir.
Çerçeve anlaşmayla ilgili yıllarca süren müzakereler, AB'nin İsviçre'nin devlet yardımı, ücret korumaları ve hareket özgürlüğüyle ilgili kilit konuları hariç tutma taleplerini geri çevirmeyi reddetmesinin ardından çıkmaza girdi.
Anlaşma aynı zamanda bir anlaşmazlık çözüm mekanizması da oluşturacaktı.
Ancak İsviçre, AB'nin bütçe katkıları ve geniş AB pazarına serbest erişimi sürdürmenin bedeli olarak Avrupa kurallarına uyum taleplerini karşılama konusunda isteksiz.
Cassis, her iki tarafın da ilişkilerini düzenlemekten çıkarı olduğunu söyledi. İsviçre, AB'nin dördüncü en büyük ticaret ortağıdır ve 8,6 milyon nüfuslu ülkede 1,4 milyon AB vatandaşı yaşamaktadır.
Cassis, "Kararsız ilişkiler ne bizim için ne de AB için uzun vadeli bir çözüm değil" dedi.
Cassis, İsviçre'nin ABD'nin üç kutuplu dünyasında jeopolitik nedenlerle Brüksel'e yaklaşması gerektiğini söyledi.
Çin ile Rusya ve üçüncü güç olarak AB.
“İsviçre'nin Avrupa ile daha yakın ilişkiler kurması yönündeki baskı artacak. Çünkü AB ekonomik, ideolojik ve sosyal olarak bize en yakın ülkedir” dedi.
Ancak Cassis, Bern'in daha yakın bir siyasi ilişki için Brüksel'den gelen baskıya dayanması gerektiğini söyledi.
Prensiplerimizden vazgeçip, ücret korumasını ve göçü hafife alıp toplumsal barışı tehlikeye atamayız” dedi.
bbabo.Net